Cenevre'nin keyfini çıkarmak için burada yaşayan bir Türk'ün gözünden şehir rehberi. The Geneva Insider Guide in Turkish.
31 Mayıs 2008 Cumartesi
Fondü: Au Petit Chalet
Menüdeki peynir fondü özellikle çok iyi. İtalyan olmaları sayesinde de pizzalar süper. Rezervasyon yaptırmanıza gerek yok. İçeride yemek yediğinizde buram buram peynir kokacağınız garanti. Öğlen ya da akşam gidebilirsiniz. Kişi başı yaklaşık 30 Fr civarında bir hesap ödersiniz.
Adres: Rue de Berne 171201 Genève, Switzerland
Telefon:+41 22 732 69 79
30 Mayıs 2008 Cuma
Fondü: Restaurant Hotel Edelweiss

Bu kadar fondüden bahsettikten sonra gelmişken iyi fondü yiyebileceğiniz birkaç restaurantı yazmak istedim.
Gara ve Kempinski Otel'e çok yakın 3 yıldızlı Edelweiss Otel'in restuarantı 5 yıldızlı. İçerisi küçük bir İsviçre Şale'si şeklinde döşenmiş durumda. Geleneklere uygun her türlü fondü, raclette ve röşti servisi yapılıyor. Fiyatlar kişi başı 30 Fr civarında. Yakınlardaysanız, akşam yemeği için uğrayabilirsiniz. Öğlen baya boş oluyor. Çoğunlukla rezervasyon gerekmiyor.
Adres:Edelweiss Restaurant
2, place de la Navigation 1201 Geneva
Tel : 022-544 51 51
Web: http://www.manotel.com/restos/edel_en.html
29 Mayıs 2008 Perşembe
Mutfak: Fondü Chinoise

Fondü Chinoise, yani Çin usulü fondü, her fondü menüsünde bulunup biraz da kafa karıştıran bir yemek. Aslında kökeni gerçekten de Çin'e dayanıyor ama artık İsviçre mutfağından kabul edebiliriz.
Etobur gurmeler için harika bir macera. Bunda peynir yok. Önünüze bu sefer ağzı biraz kapalı, içi kızgın yağ dolu, metal bir kap geliyor. Altında ısıtma aparatıyla beraber. Bir de size kuşbaşı kesilmiş bir tabak çiğ dana eti getiriyorlar. Bu etin İsviçre menşeili olması lezzetini 1 kat arttırır, bunu menüden kontrol edebilirsiniz.
Bundan sonrası tam bir kendi pişir kendi ye durumu aslında. Uzun ince çatalınızın ucuna bir parça et batırıyorsunuz. Sonra bu eti kızgın yağın içine, çatalla birlikte bırakıyorsunuz. İstediğiniz kadar kızartıyorsunuz, sonra da afiyetle yiyorsunuz.
Etten yapıldığı için bu yemeğin porsiyonları daha makul. Yanına bir de röşti söyleyebilirsiniz mesela. Bu yemekle isterseniz şarap da içebilirsiniz.
Yemeğin tam tarifini isteyenler için resimin üzerinde başka bir fransızca blog linki var.
16 Mayıs 2008 Cuma
Ne Farkı Var? Brasserie, Restaurant, Cafe.

Bazen, size bana gayet açıkmış gibi görünen bir yerde "şu an size yemek veremeyiz" dedikleri oluyor. Bazen de restuarantın tamamı bomboşken "kahve içecekseniz bu masada oturamazsınız" diye sizi kovalayabiliyorlar. Bütün bunlar can sıkıntısına sebep oluyor. Sebep olmaması için birkaç küçük noktayı bilmekte fayda var.
Bu kategorinin en rahatı. Kapısında açık olduğu yazan saatler içinde kesintisiz servis veriyor. (Öğleden sonra ara vermeden) İsterseniz masaya oturup sadece birşeyler içebilirsiniz. Menüdeki bir yemeği yiyebilirsiniz. Çoğunlukla sabah croissant bulabilirsiniz. Eğer bu şartlar yerine geliyorsa, buraya bir cafe diyoruz ve bir turist için şahane bir yer oluyor. Genelde öğlen 12:00 - 14:00 arasında "plat du jour" yani günün yemeği şeklinde ekonomik menüler bulunuyor. Ancak bir yerin kapısında cafe yazması, oranın ille de cafe olduğu anlamına gelmeyebilir. Mesela Cafe du Centre bir istisna, burada istediğiniz masaya oturamıyorsunuz. Ama genelde güvenebilirsiniz.
Bu kategori de aslında oldukça açık. Bir restaurant genellikle gündüz 11:30 - 14:30 ve akşam 19:00 - 23:00 saatleri arasında açık oluyor. Bunun arasındaki öğleden sonra saatlerinde kapalı oluyor. En kötüsü saat 18:00de gitseniz mesela, içerde garsonlar yemek yiyor oluyor. Sadece bu saatlerde yemek yiyebilirsiniz. Diğer saatlerde kapalı olur. Açık olduğu saatlerde sadece kahve içmek mümkün olmaz. Oldukça net ama saçma.
Bu karışık olan kategori. Brasserie'leri genelde kahve de içebileceğiniz restuarantlar olarak değerlendirmek gerekiyor. Yani yemek yemek isterseniz belirli saatlerde servis alabilirsiniz. Sadece birşey içmek isterseniz, bu her saatte mümkün ve kimse size olmaz demiyor. Ama istisnalar var tabii ki, bazıları cafe gibi bazıları brasserie gibi davranıyor. Kapıdaki çalışma saatlerine bakmak lazım. Genelde Brasserie'ler restaurantlara göre daha günlük ambiyanslı yerler oluyor. Restuarantlar daha şık oluyor.
14 Mayıs 2008 Çarşamba
Mutfak: Peynirgillerden Fondü

Bence bir şehrin keyfi yemeklerini tatmadan çıkmaz. Hatta doğru dürüst yiyecek birşey yoksa, bi şehre gitmenin de pek bir anlamı yok.
Ama insan, özellikle de fransız kökenli şehirlerde, menüden de hiçbirşey anlamadığı için ne deneyeceği konusunda biraz tedirgin oluyor. Kaz ciğeri olsun, at eti olsun baya radikal seçenekler bulunan mutfaklarda menüden gözlerinizi kapayıp birşeyler ısmarlamak hakikaten de riskli.
Mutfak yazılarında, gelmişken şehrin tam anlamıyla tadına varmanız için buranın spesiyallerini yazmak istedim. En sonunda da "aman yemeyin" kategorisine değineceğim.
İsviçre'nin en ünlü yemeği Fondü (Fondue). Bir restuarantta fondü istediğinizde size peynirden yapılma bir yemek geliyor.
Fondü, genelde güveç benzeri toprak bir kabın içinde eritilmiş 2 çeşit peynir ve beyaz şarap karışımından oluşuyor. İçindeki peynir, yapıldığı bölgeye göre değişiyor. Cenevre'de fondü Gruyere, Emmantel ve Walais bölgesi peynirlerden, yani 3 peynirden yapılıyor.
Fondünün yanında size bazen pide gibi minik çentikli, bazen de düpedüz somun ekmekten oluşan bir tabak ve uzuuuun ince çatallar getiriyorlar. Yapmanız gereken minik ekmek dilimlerini önce çatalınıza batırıp sonra fondünün içine bandırmak. Bunu yaparken ekmeğin kıtır kısımlarından bir miktar alırsanız daha iyi oluyor. Yeterince peynirle kaplanıktan sonra da afiyetle yiyorsunuz.
Bu yemek bizim bandırma olayımızın taçlandırılmış bir hali olduğundan turistlerimiz ve burada yaşayanlardan da büyük ilgi görüyor. Daha da güzel tarafı pek tek kişilik yenmeyip paylaşıma açık bir sunuma sahip olması.
Fondünün yanında pek şarap içilmiyor. Genelde bira tercih ediliyor. Fondü çoğunlukla gerçekten büyük porsiyonlarda geldiğinden yanına başka birşey söylememenizi tavsiye ederim. Bir de, eğer çoğunlukla fondü yenen bir restauranta giderseniz, o akşam giydiklerinizi yıkanana kadar bir daha giyemeyeceğinizi ve 1-2 saat buram buram peynir kokacağınızı da belirteyim. Maçtan önce yemeyin yani :)
13 Mayıs 2008 Salı
Harita: Stadın etrafı
Daha Büyük Haritayı Görüntüle
Stadın etrafında ihtiyacınız olabilecek yerler.
Yeşil: Stad
Sarılar: Ufak alışverişler için
Maviler: Ulaşım
Kırmızılar: Yeme-içme
10 Mayıs 2008 Cumartesi
Paquis Bölgesi: Gezi Treni
9 Mayıs 2008 Cuma
Cafe: Pazar Kahvaltısı için Wolfisberg
Cami

8 Mayıs 2008 Perşembe
Çiçek Saati
Jet d'eau (Su Jeti)
Şehrin her tarafından göreceğiniz su jeti. Aynı zamanda Cenevre'nin de sembolü, dikkat ederseniz etraftaki bayrakların üzerinde görebilirsiniz.
Şu anda üzerine kocaman da bir futbol topu yerleştirdiler. Resmini çekince onu da koyacağım.
Saatte 200km hızla tam 140 metre yüksekliğe kadar su fırlatılıyor. Hava 2 derecenin altında ya da çok rüzgarlı olduğunda kapatılıyor.
Mont Blanc köprüsünün üzerinden jet d'eau'yü görebilirsiniz. Her 15 dakikada bir ücretsiz tur ile yanına da gidebilirsiniz ama en güzeli uzaktan seyretmek.
Yerine buradan bakın: Paquis Haritası